Türkiye, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşmasından sonra dış politikada Lozan’dan kalan sorunları çözmeye yönelik bir dış politika takip etmiş ve Balkanlarda ise mevcut düzeni korumaya yönelik bir siyaset izlemiştir. Bu doğrultuda Yugoslavya, Arnavutluk, Bulgaristan ve Yunanistan ile ikili dostluk antlaşmaları parafe etmek suretiyle Balkan ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmiştir. Türkiye 1929 tarihinde neredeyse bütün Balkan ülkeleri ile arasında ki sorunları çözmüş durumdaydı. Mustafa Kemal ve Venizelos arasındaki dostluk sonucunda 1930 tarihinde Türkiye ve Yunanistan arasında parafe edilen dostluk ve tarafsızlık antlaşması Balkan Antantının ortaya çıkmasında ki en önemli aşama olmuştur. Bu dostluk antlaşması 5 Ekim 1930 tarihinde Atina’da toplanacak Birinci Balkan Konferansının toplanmasında etkili olacaktır. Eski Yunan Başbakanlarından Papanastasiu, Milletlerarası Barış Bürosunun 6-10 Ekim 1929 tarihli toplantısında Balkan Birliği Enstitüsü’nün oluşturulmasını teklif etmiştir. Bu teklifin kabul edilmesiyle beraber 5-10 Ekim 1930 tarihlerinde Atina’da Birinci Balkan Konferansı toplanmış ve bütün Balkan ülkeleri katılım sağlamıştır. Birinci Balkan Konferansının toplanması, Balkan ülkeleri arasındaki çekişmelerin savaş meydanlarında değil aynı masa etrafında da çözülebileceğini göstermesi bakımından önemli bir merhaledir. Birinci Balkan Konferansının en önemli özelliği Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Türkiye ve Yugoslavya gibi bütün Balkan ülkelerini aynı masa etrafında birleştirmiş olmasıdır. Balkan ülkeleri arasında yaşanan Birinci ve İkinci Balkan savaşları ve aynı zamanda Birinci Dünya Savaşının da bu bölgeden çıktığını düşünürsek uzun yıllar boyunca mücadele halinde olan bu ülkelerin aynı masa etrafında toplanması Birinci Balkan Konferansının hangi zor koşullarda toplandığını ortaya koymaktadır. Bu çalışmamızda dönemin basınına dayanarak Birinci Balkan Konferansının hangi zor koşullar altında toplandığını, konferansın çalışmaları ve aldığı kararların Balkan Birliğine giden sürece yapmış olduğu katkılarını inceleyeceğiz. 

Turkey, after the Treaty of Lausenne, signed in July 24, 1923, has followed a foreign policy aimed to solve problems from Lausenne and maintain the existing status quo in Balkans. In this direction, Turkey has improved its relations with Balkan countries by initialing bilateral friendship agreements with Yugoslavia, Albenia, Bulgaria and Greece. In 1929, Turkey's problems with almost all of the Balkan countries were solved. The treaty of amity and neutrality initialed between Turkey and Greece in 1930, which resulted from the friendship between Mustafa Kemal and Venizelos, was the most important stage for the development of Balkan Entente. This treaty of amity is going to be effective for the gathering of the First Balkan Conference in Atina, in October 5, 1930. Papanastasiu, one of the former Greek prime ministers, proposed the establishment of the Balkan Union Institute at the meeting of the International Peace Bureau on 6-10 October 1929. With the acceptance of this proposal, the First Balkan Conference was held in Athens on October 5-10, 1930 and all Balkan countries participated. The gathering of the First Balkan Conference is an important phase, proving the conflicts between Balkan countries can be solved around the same table and not on the battlefields. The most important feature of the First Balkan Conference is that it united all of the Balkan countries like Greece, Bulgaria, Romania, Albenia, Turkey and Yugoslavia, around the same table. Considering the fact that the 1st and 2nd Balkan Wars between the Balkan countries and the 1st World War also emerged from this region, the meeting of these countries that have been in conflict for many years around the same table reveals the difficult conditions under which the First Balkan Conference was gathered. In this study, based on the press of the period, we will examine the difficult conditions under which the First Balkan Conference was convened, the work of the conference and the contributions of its decisions to the Balkan Union.